Tutuklama Nedir? (CMK m.100)
Ülkemizde ceza yargısından bahsedildiğinde belki de akla ilk gelen tutuklu yargılamadır. Hukuk eliyle de olsa kişinin özgürlük hakkına direkt olarak etkide bulunduğundan koruma tedbirleri arasında en ağırıdır ve kişi güvenliği adil yargılanma gibi haklarla doğrudan ilişkilidir.
Geçici ve istisnai nitelikte bir koruma kararıdır. Aksi makul sürede serbest kalma hakkına masumiyet karinesine ve ölçülülük prensibine aykırılık teşkil eder.
Bursa Ceza Avukatı Cihad Günel
Tanımı; Tutuklama bir koruma tedbiridir. Aslolan tutuksuz yargılanmadır ancak şüpheli veya sanığın kaçması saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa ya da davranışları delilleri yok etme gizleme konusunda kuvvetli şüphe uyandırıyorsa tutuksuz yargılanmaya gidilirse mağdurun üzerinde veya başkaları üzerinde baskı yapma yönünde girişimde bulunmaya yönelik kuvvetli şüphe uyandırıyorsa tutuklama nedeni var sayılabilir.
Tutuklama Kararı
Ne şekilde olursa olsun mutlaka istemin gerekçesi belirtilmeli ve adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kalacağına dair olgulardan söz edilmelidir.
M101; soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına cumhuriyet savcısın istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından, kovuşturma evresinde ise sanığın tutuklanmasına cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilmektedir.
Tutuklama Kararının Şartları;
Öncelikle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin mevcut olması gerekmektedir. Tutuklama nedenlerinin her birini somut delillerle gerekçelendirmek gerekir. Yalnızca kamu davasının açılması için yeterli şüphenin varlığı söz konusu ise tutuklama kararı verilmeyecektir.
İkinci olarak ise tutuklama nedeni bulunmalıdır. Kanunumuzun 100. Maddesinin 2. Fıkrasında sayılmıştır. Kuvvetli suç şüphesinin bulunması tek başına yeterli değildir ayrıca bir tutuklama ndeninin de mevcut olması gerekir tutuklama kararı verilebilmesi için.
Tutuklama Kararı Gerektirecek Katolog Suçlar;
Kanunda açıkça tutuklama nedeni olarak sayılmış suçların işlendiği konusunda kuvvetli şüphe ve delillerin varlığı halinde tutuklama nedeni mevcut kabul edilecek ve kişi hakkında tutuklama kararı verilebilecektir.
Bu suçların hangileri olduğuna bakacak olursak kanunumuzda sayıldığı üzere;
- Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
- Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80)
- Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
- Kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent b, e ve f) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),14
- İşkence (madde 94, 95)
- Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
- Çocukların cinsel istismarı (madde 103)
- Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
- Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
- Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311,312, 313, 314, 315),
- 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
- 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
- 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
- 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
- 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları
- 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar
- Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu.
- Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu
(cmk m.100)
Tutuklama Kararının Verilemeyeceği Suçlar;
Sadece adli para cezası verilmesi gereken suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler dışında hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez (CMKm.100/4)
Tutuklama Kararının Hukuki Niteliği;
- İlk olarak tutuklama geçici olmalıdır tutuklama kararı gerektiren nedenlerin ortadan kalkması sonucunda tutukluluk hali sona erdirilmelidir bir koruma tedbiri olan tutuklama ceza infaz aracı haline dönüştürürlmemelidir.
- Ceza hukukumuza hakim olan suç ve cezanın şahsiliği ilkesi gereği tutuklama da kişiseldir
- Tutuklama sağlıklı bir yargılama aşaması ve olaydaki delillerin karartılmaması ve mağdurun güvenliği açısından bir araçtır. Cezanın çektirilmesi bakımından bir amaç değil.
- Tutuklama kararı verilmesi için görünüşte haklı sebeplerin bulunması gerekmektedir. Bu kuvvetli şüpheyi somut delillerle ortaya koymak lazım gelir.
- Sanık için duruma koşullara ve delillere göre en orantılı redbir seçilmesi gerekmektedir.
Tutuklamaya İtiraz;
Soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı tutuklamanın artık gereksiz olacağı kanısına varacak olursa şüpheliyi re’sen serbest bırakır.
Tutukluluk halinin devamına veya salıverilmesine hakim veya mahkemece karar verilir bu kararlara itiraz edilebilir.
Tutuklamaya itiraz süresi kanunumuzda 7 gündür,bu süre şüpheli veya sanığın tutuklandığı gün katılmadan hesaplanır. Tutuklama kararına itiraz tutuklananın avukatı, eşi veya yasal temsilcisi tarafından da yapılabilmektedir.
Tutuklama kararına itiraz tutuklamaya itiraz dilekçesi verilmesi ile ya da tutuklama kararını veren mahkemeye beyanda bulunarak bu beyanın katip tarafından tutanağa geçirilmesi ile olur
Tutuklama kararına itiraz üzerine, tutuklama kararını veren hakimlik veya mahkeme, kendi verdiği tutuklama kararının 3 gün içinde değiştirmezse, yani tutukluluğun devam etmesi gerektiği kanaatindeyse itiraz dilekçesinin kendisine verildiği tarihinden itibaren üçüncü günün sonunda itirazı incelemeye yetkili merciiye gönderir (CMK 105)
Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama kararlarına karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir (CMK m.268/2-b).
Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesi birden çok daireden oluşuyorsa, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir (CMK 268/3-c).