Uyuşturucu etkisinde iken araç kullanan kişinin kazaya karışması durumunda, işlenen suçu olası kast ile işlediği kabul edilmelidir. Bir kişi uyuşturucu kullandıktan sonra hala onun etkisinde iken veya alkol alıp hala bilinci yerine gelmemiş iken araba kullanacak olursa ve bu durumda bir kazaya karışırsa, karşı tarafta bir ölüm veya yaralanma meydana geldiğini varsayacak olursak bu durumda aracı kullanan kişi olası kast ile öldürme veya yaralamadan sorumlu tutulacaktır. Olası kast, taksir durumuna göre cezanın daha ağır olacağı bir durumdur.
Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle trafikte başkalarının sağlığını, malvarlığını veya hayatını tehlikeye sokacak, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumunda araç kullandıkları tespit edilen veya bu şekilde trafikte bir kazaya sebebiyet veren kişiler, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu işlemiş olurlar.
Uyuşturucu etkisindeyken araç kullanan kişinin kazaya karışması durumunda, bu kişi suç işlemiş olmakta ve uyuşturucu etkisinde trafiğe çıkarak bir kazaya sebebiyet veren sürücüler, idari yaptırım cezası verilmek ile birlikte hapis cezası ile yargılanmakta, 2918 sayılı Kanuna göre açılacak olan kamu davasında kişiler bu kaza sebebiyle mahkemeye çıkmaktadır.
Ehliyete el koyulması ve idari para cezasının yanı sıra kişiler işledikleri bu suç için hapis cezasına çarptırılırken, bu hapis cezasının en alt sınırı 6 aydır. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından resen soruşturulan ve hafif hapis cezası uygulanan bu durumda hâkim, öncelikle alkol miktarı ve ceza miktarını belirlemekte ve ardından kararını vermektedir.
Mahkemede erteleme kararı verilmesi durumunda uyuşturucu etkisiyle kazaya sebebiyet veren kişiler, denetim süresi kurallarına uygun bir şekilde hareket edildiği takdirde ceza yükümlülüğünden kurtularak hapis cezası almayabilmektedir.
TCK 179. Maddesinde trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme suçu ile ilgili tüm düzenlemeler yer alırken, özellikle uyuşturucu etkisindeyken veya alkollü araç kullanırken trafik kazası yapmak cezası kişinin karıştığı kazanın yaralanma veya ölümle sonuçlanması durumunda karşı tarafın açacağı dava ile farklı suçların da devreye girmesi ile artmaktadır.
Bu kazada yaşanacak bir yaralanma sonucunda davacı taraf hem maddi hem de manevi tazminat davası açabilmektedir. Uyuşturucu etkisindeyken ölümle sonuçlanan bir kazaya sebebiyet veren kişiler, kasten adam öldürme suçundan yargılanmakta, bu durumda trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme suçundan yargılanmayarak en ağır ceza ile yargılanmaktadırlar.
Alkollü Araç Kullanma Cezası Mahkeme Kararları
Alkollü araç kullanmak suçtur ve cezai yaptırımları bulunmaktadır. Özellikle trafikte insanları tehlikeye atacak bir durumda 0.50 promil ve üstünde kanında alkol bulunan kişiler alkollü araç kullanma cezası mahkeme kararları ile şu cezaları almaktadır;
- İlk kez alkol etkisiyle trafikte araç kullanırken yakalanan sürücünün ehliyetine 6 ay süreyle el koyulmakta ve 1.823 Türk Lirası idari para cezası verilmektedir.
- İkinci kez alkol etkisiyle trafikte araç kullanırken yakalanan sürücünün ehliyetine 2 yıl süreyle el koyulmakta ve 2.286 Türk Lirası idari para cezası verilmektedir.
- Üçüncü kez ve daha fazla alkol etkisiyle trafikte araç kullanırken yakalanan sürücünün ehliyetine 5 yıl süreyle el koyulmakta ve 3.674 Türk Lirası idari para cezası verilmektedir.
Ayrıca her bir ihlal için kişilerin sürücü belgelerine 20 ceza puanı uygulanmakta, alkollü araç kullanırken yakalanan sürücülerin ellerinden belirtilen süreler boyunca alınan ehliyetin kişiler tarafından bu sürenin ardından tekrardan geri alınabilmesi için 2918 sayılı Kanun hükümlerine göre kişilere verilmiş olan idari para cezasının tamamen ödenmesi gerekmektedir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Kullandığı Tespit Edilen Sürücüye Ne Yapılır?
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığı tespit edilen sürücüye ne yapılır? Sorusuna yanıt olarak; bu hususta trafikte uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığı ve bu maddelerin etkisi üzerindeyken araç kullandığı tespit edilen sürücüler, 3.600 TL idari para cezasına çarptırılmaktadır.
Bu sürücülerin ehliyetlerine 5 yıl süreyle el koyulurken, aynı zamanda uyuşturucu madde kullandığı tespit edilen sürücülere, TCK 179 “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” suçundan dolayı ceza hükümleri uygulanmakta ve kişiler hapis cezasına çarptırılmaktadır.
Kolluk kuvvetlerince uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığından şüphelenilen kişilerin, bu durumun tespiti için teknik cihazlar kullanılmasını ve kanlarındaki uyuşturucu madde tespitinin yapılmasını kabul etmemesi durumunda ise, sürücülerin ehliyetlerine iki yıl süreyle el koyulurken, 2.000 Türk Lirası da idari para cezası verilmektedir.
5271 sayılı Kanunun adli kolluğa ilişkin hükümleri ile uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığından şüphe edilen kişiler için gerekli uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Uyuşturucu kullanımı nedeniyle el koyulan ehliyetlerin, geçen 5 yılın ardından kişiler tarafından tekrardan geri alınabilmesi için, sürücü olmalarında ve trafiğe çıkmalarında herhangi bir sakınca bulunmadığına dair bir sağlık kurulu raporuna sahip olunması ve bu raporun ibraz edilmesi gerekmektedir. Resmi sağlık kurumlarından bu raporun alınması durumunda geçen 5 yıllık sürenin ardından kişiler ehliyetlerine tekrardan kavuşabilmektedir.
Yargıtay Kararı
T.C. YARGITAY
- Ceza Dairesi Esas No: 2018/573
Karar No: 2018/5336 Karar Tarihi: 12.12.2018
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ: Taksirle bir kişinin ölümüne, birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma, görevi yaptırmamak için direnme, yaralama, mala zarar verme, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmak
HÜKÜM:
1- Sanığın taksirle bir kişinin ölümüne, birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan TCK’nin 85/2, 22/3, 62/1, 63. maddeler uyarınca 15 yıl hapis cezası,
2- Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nin 265/1, 4/2, 43/1, 62/2, 53, 63. maddeler uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası,
3- TCK’nin 44. maddesi karşısında sanığın sadece taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmadan sorumlu tutulabileceği, TCK’nin 179/3-2 maddelerinin uygulanamayacağı anlaşıldığından, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, CMK’nin 223/2-a maddesi uyarınca beraatine,
4- Sanığın üzerine atılı kamu malına zarar verme suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gibi sanığın kastının da bulunmadığı anlaşılmakla, CMK’nin 223/2-a-c maddesi uyarınca beraatine,
5- Sanığın üzerine atılı mala zarar verme (4 kez) suçlarının unsurları itibariyle oluşmadığı gibi sanığın kastının da bulunmadığı anlaşılmakla, CMK’nın 223/2-a,c maddesi uyarınca mala zarar verme suçundan açılan davalardan ayrı ayrı beraatine TÜRK MİLLETİ ADINA
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak, kamu malına zarar vermek, mala zarar vermek ve görevi yaptırmamak için direnme suçları yönünden katılan … vekili ile katılanlar … vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; Kurum vekilinin ve katılanlar vekilinin sayılan hükümleri temyiz etmeye hakları olmadığından CMUK’un 317. maddesi uyarınca, temyiz istemlerinin REDDİNE karar verilmiştir.
Sanık müdafiinin yasal süresindeki temyiz isteminden sonra sanık …’ın cezaevinden gönderdiği 19.04.2018 ve 01.10.2018 tarihli dilekçeleri ile dosyasının onaylanmasını istediği anlaşılmakla, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 5.2.2008 gün ve 2008/1-9-15 sayılı kararı uyarınca, cezanın onaylanması isteği, temyiz isteminden feragat niteliği taşıdığından, sanık … müdafiinin temyiz talebinin reddi ile taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu yönünden katılanlar vekili ile kurum vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’ın eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanlar vekili ile katılan kurum vekilinin; vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; olay günü polis ekibinin sanığın durumundan şüphelenilerek aracını durdurmak istedikleri, olaydan önce aldığı uyuşturucu maddenin etkisi altında olduğunu söyleyen ve sürücü ehliyeti bulunmayan sanığın bütün dur ikazlarına uymayarak, aşırı sürat ile karşı yönden gelen aracın kullandığı yol bölümüne girerek ve çok sayıda kural ihlali yaparak kaçmaya başladığı, kaçarkende bir çok araca çarptığı, daha sonra ters yöne girerek ters yönden kaçmaya devam ettiği, karşı yönden gelen polislerin bulunduğu motosikleti gördüğü ve yoluna
devam ederek kendisini durdurmaya çalışan önündeki mağdur polis memurları …’in bulunduğu motora çarptığı, polis memurlarından …’in yan tarafa savrulduğu, polis memuru …‘in de arabanın önüne düştüğü ve aracın tekerleği ile yaraladığı, arkadan gelen diğer polislerin dur ikazına uymayarak patinaj yaparak ters yönden yoluna devam ettiği, cadde üzerinde kendi yolunda seyir halinde olan, hiç bir trafik kuralı ihlalinde bulunmayan mağdur …’in sevk ve idaresindeki ölen ve mağdurların bulunduğu 06 GKK 54 plakalı arabaya orta kısmından önlemsiz bir şekilde çarparak, çarpmanın hızıyla arabayı 4,9 metre sürekleyip, yol kenarındaki önce ağaca başka bir araca çarparak durduğu olayda;
1) Sanığın uyuşturucu etkisinde ehliyetsiz olarak araç kullandığı, uyarıya rağmen durmadığı, sanığın kaza olabileceğini ve meydana gelen neticesinin gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen bunları kabullendiği, meydana gelen neticeden sorumlu olduğu, eyleminin olası kastla öldürme ve yaralama suçlarını oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan hüküm kurulması,
2) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. ve 2015/85 K. sayılı kararı ile TCK’nin 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanlar vekili ile katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 12/12/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.