Ceza Hukuku; temelde suç unsuru oluşturabilecek muhtemel her türlü insani davranışları inceleyen ve bunlar arasında suçun ya da olayın oluş şekline göre kişilere verilecek cezalar hakkında gerekli yasaları uygulayarak hükmü veren hukuk dalıdır. Geniş bir kapsama alanı olduğundan uygulanan yaptırımlar arasında da belli başlı farklılıklar bulunur. Ancak genel anlamda bakıldığında amacın devlet ve toplum nezdinde oluşabilecek suç unsurlarının azalmasını sağlamak ve suçlu olanlarında TCK’nın kanun ve esaslarına uygun şekilde cezalandırılmasını sağlamaktır. Bir başka deyişle toplumda var olması gereken huzur ve refah ortamının oluşması temel amaçtır.
İçindekiler
Ceza hukukunu diğer hukuk disiplinlerinden ayıran en önemli kavram ise devletin tüzel kişiliği tarafından bizzat uygulamaya konulmasıdır. Çünkü toplumsal düzeni sağlama devletin temel görevidir. Suçlunun ve suçluluğun cezalandırılmasında ve önlenmesinde ise devlet müdahalesi sadece gereklilik değil aynı zamanda mecburiyettir.
Bu bağlamda şayet bir kişi başka bir kişinin yasalar çerçevesinde sahip olduğu kişisel haklara çeşitli şekillerde saldırılarda bulunursa TCK’da karşılığı olan kabahat ile eşleştirilmek suretiyle cezalandırılır. Çünkü Ceza Hukuku bir kişinin yasal haklarını çiğneme suretiyle yapılan saldırıları kabahat olarak görür. Bu da karşılığı olan cezanın haksız olan tarafa uygulanması anlamını taşımaktadır.
Bir başka boyutta da toplumsal düzen içinde istisnasız herkesin ruhen, fikren, madden sahip olduğu bir çok hak bulunduğu gerçeğinin yanında bu haklara saldıranların cezalandırılmasındaki temel düşüncede suçlu olan kişilerin yaptıkları yanlışın farkına varmasını sağlamak bu farkındalığı oluştururken de kişiyi suça göre cezalandırmaktır. Tabi bunu yaparken de orantılı olmak hukuk devleti olmanın en baş kaidelerindendir.
Suçlar ve Cezalar
TCK’da cezalandırma biçimine konu olan bir çok suç bulunur. Suça karşılık gelen cezalar ise genellikle hapis cezaları olup kendi içinde 3 ana gruba ayrılırlar.
Müebbet Hapis Cezası
Müebbet hapis cezası kişinin işlediği suç dolayısıyla mahkeme tarafından ömür boyu mahkum edildiği ceza türüdür. Bu ceza her ne kadar ömür boyu devam etse de hapishane sürecinde geçirilen sürecin iyi olması durumunda kişi koşullu şekilde tekrardan hapisten çıkabilir. Tabi yasaların bu konuda uygun gördüğü süre en az 24 yıldır. Yani suçlu olan kişi 24 yılını hapishanede geçirmeden bu yasal haktan yararlanamaz. Bu kapsamın dışında farklı şekillerde de hapishaneden çıkabilmek adına bazı süreler bulunur. Bunlar ise;
Müebbet hapis cezası birden fazla ise 30,Müebbet hapis cezasının ağırlaştırılmış olması durumunda 36, aynı anda hem süreli hem müebbet hapis cezası var ise maksimum 30 yıl süre sonunda sanıkların hapishaneden çıkabilmeleri mümkündür.
Müebbet hapis için mahkemenin esas aldığı suçlar ise;
- Kasıtlı olarak adam öldürmek
- Devlet belgelerini uygun olmayan şekilde işbirlikçilere sunmak, devlete ihanet etme, düşmanlık yapmak gibi devletin güvenliğini temelden sarsan tüm suçlar müebbet hapis ile cezalandırılır.
Ağırlaştırılmış Müebbet Hapsi
Ağırlaştırılmış Müebbet Hapsi sanığın işlediği suçtan dolayı tıpkı müebbet hapiste olduğu gibi ömür boyu hapse mahkum edildiği ceza türüdür. Ancak müebbet hapisten farkı Cumhurbaşkanı kararnamesinde belirtilen esaslar dışında geri çekilemeyecek olmasıdır. Ağırlaştırılmış müebbet hapsine mahkum olan kişiler, iyi hal göstermeleri durumunda en az 30 yıl olmak kaydıyla koşullu şekilde salıverme hakkına sahip olabilirler. Ancak suç işleme amaçlı örgüt kuranlar için yasal süre 30 değil 36 senedir. Yine sanık kurduğu örgütü devlet aleyhinde kullanır ya da terör örgütü kurarak bu cezayı alır ise hiç bir şekilde bu haklardan yararlanamaz. İki kez ağırlaştırılmış hapse çarptırılanlarda ise süre 36 yıl, Ağırlaştırılmış hapis cezasının yanında süreli hapis cezası bulunanlar da bu zaman 30 senedir.
Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkumiyet hallerini oluşturan ve bu kapsama giren suçlar ise ;
- İnsanlığa karşı işlenen soykırım
- Kasıtlı ve tasarlayarak adam öldürmek
- İşkence yaparak öldürme
- Tecavüz ederek adam öldürme
- Devletin ve toplumun düzenini bozacak şekilde işlenecek suçlar
- Devlete ait gizli belgelerin açık edilmesi gibi suçlar ağır müebbet hapsi ile cezalandırılır.
Süreli Hapis Cezası
Kişinin işlediği suç oranında 30 günden fazla 20 yıldan az olmak koşuluyla mahkeme tarafından hapse mahkum edildiği ceza türüdür. Şayet sanık 12 aydan daha az bir hapis cezası alırsa bu ceza kısa süreli olmuş olur. 12 aydan fazla olması durumunda ise uzun süreli olarak adlandırılır. Süreli hapis cezasına mahkûm edilen kişinin koşullu salı vermeden yararlanabilmesi için mahkum edildiği sürecin yarısını hapishanede geçirmesi yeterlidir. Ancak bu süreçte mahkum edilen kişinin suçla bağlantılı herhangi bir olaya karışmaması büyük önem arz eder. Kısa süreli hapis cezalarının kişinin maddi yeterliliği olduğu takdirde adli para cezasına ya da mahkemede ki iyi hali gözetilerek farklı şekillerde cezalara da çevrilme şansı bulunur. Bunlardan en çok bilinenleri ise toplum yararına devlet kurumlarında belirli bir süre çalışma ve kamu yararını gözetecek şekilde bu süreci geçirmektir.
Süreli Hapis Cezalarını teşkil edecek suçlara gelecek olursak;
- Adam yaralama
- Gasp, hırsızlık
- Kamu malına zarar verme gibi içerisinde ağır unsur bulundurmayan suçlardır.
Ceza infaz Hukuku
Ceza İnfaz Hukuku, hakkında kesinleşmiş hüküm bulunan sanıkların güvenliği ve cezaları ile ilgili tüm tedbirlerin yasalara uygun biçimde alınmasını sağlayan hukuk dalıdır. Sözlükteki anlamı “ yerine getirmek” olan infaz ise bu nedenle kullanılır. Daha aleni bir şekilde anlatmak gerekirse infaz kurumları mahkemenin sanıklar hakkında verdiği cezaların ve olması muhtemel tehlikelere karşı başvurduğu güvenlik tedbirleri kararlarını yerine getirir.
Konu aldığı hükümler ise genellikle bir mahkumiyetin olduğu kesin hükümlerdir. Hükmün gerçekleşmesi için mahkemenin kesinleşen kararı öncelikle Cumhuriyet başsavcılığına göndermesi gerekir. Baş savcılık ise sanığa hükmedilen cezanın infazını takip edip izlemekle görevli olur. Şayet sanık hakkında kesinleşmiş bir hüküm yoksa İnfaz kurumu devreye girmez ve bu kanunlarla da sabitleştirilmiştir.
Ceza infazı uygulanırken kişinin bağlı bulunduğu dilinin, dininin hangi soya ve ırka mensup olduğunun, politik görüşünün verilecek infaz kararıyla herhangi bir ilişiği bulunmaz. Aynı şekilde maddi varlığın ve gücünde bu karar üzerinde bir etkisi yoktur. Bu Ceza infaz hukukunun da temel ilkelerinden biridir.
Sanığın işlediği suç ne kadar ağır olursa olsun infaz kurumunda sanığa uygulanacak olan ceza sanığı aşağılayıcı, insanlığa aykırı bir biçimde uygulanmaz. Burada infaz hukukunun temel aldığı ilke, demokratik bir yapıda yönetilen devletin ve iktidarın hukuku her şeyin üstünde tutmasıdır. Bu nedenle de uygulanan cezaların orantılı ve hukuki anlamda geçerli olması şarttır.
Devletin toplum düzenini sağlamadaki etkin rollerinden biri de suçlu ve suçsuzu ayırırken, suçluya da olabilecek en adil şekilde yaklaşmak ve yaptığı hatanın farkındalığını oluşturmaktır. Kişiye verilen cezanın dışında bir ceza vermek ve farklı bir hüküm uygulamak sosyal devlet anlayışını yansıtmadığı gibi suçlunun da suçluluğunu anlamasına yardımcı olmayacaktır.
İnfaz hukukunda infazın uygulanmasına başlandıysa hükümle ilgili yasal süreç sonra ermeden bu infaza da ara verilemez. İnfaz gizlilik ilkesinin yanında belirtilen dışında bir mahalde gizli bir şekilde gerçekleştirilemez. Gerekli görüldüğü koşullarda infazla ilgili hükümlerde kişinin iyi hali göz önünde bulundurarak her daim cezayı iyileştirmeye yönelik adımlarda atılabilir.